NURCU KİME DENİR?
Ahir zamanın Kur’ân’dan dersini alan ihlaslı müslümanına NURCU denir.
İhlaslı bir müslüman:
- Azam mahlukata ibadete tenezzül etmez ve Cennet gibi azam menfaat bir şeyi gaye-i ibadet kabul etmez bir abd-i azizdir.
- Mütevazii, halim selimdir. Allah’tan başkasına tezellül etmez.
- Fakir ve zayıftır, zaafını ve fakrını bilir; fakat dini, imanı ve Allah’a güveni ile güçlü ve zengindir.
- Yalnız Allah rızası için ve fazilet için amel eder, çalışır.
- Nokta-i istinadı kuvvet değil, hak ve hakikattir.
- Gayesi menfaat değil, fazilet ve rıza-i İlâhîdir.
- Hayatta düsturu mücadele değil; yardımlaşmadır.
- Sosyal hayatta ayrımcılığı değil; din ve vatan birliğini esas alır.
- Amacı hevesat-ı nefsaniyenin tecavüzetına set çekip ruhu ulvi amaçalara yönlendirerek terakki edip hakiki insan ve gerçek müslüman olmaktır.
Müslümanlar içinde NURCU kimliğine sahip olanların farkı ise “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz.” (Âl-i İmran Suresi, 3: 110.) ayetinin işaret ettiği müslümanlar içinde “imana hizmeti esas alan, iyiliği emredip, kötülükten sakındıran bir topluluk” bir cemaat olmasıdır.
Bu cemaat Peygamberimizin (asm) “Ümmetinden bir taife hak üzere galip olarak devam edecektir! Allah’ın emri gelene, kıyamet kopana kadar onlar hak üzerinde hep öyle sebat edeceklerdir. Muhalif olanlar onlara zarar veremeyecektir!” (Müslim 1920, Ebu Davud 4252, Tirmizi 2230, İbni Mace 10, Hâkim 4:449; Ahmed bin Hanbel Müsned 5:278, 279, Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 1957.) hadis-i şerifinin haber verdiği bir cemaat ve topluluk olmak ve ümmeti istikamete sevk etmeye çalışmaktır.
Bu sebeple onlara yanılmaz, yanlış yapmaz ve kimseyi yanıltmazlar.
Onlar “Deniz Feneri” gibi karanlıkta gemilere yol gösterir.
İşte NURCULAR bunlardır.
NURCULARIN ÖZELLİKLERİ
- Ehl-i imanın imanını kurtarmaya çalışırlar.
- Onlar “Kur’an Talebesi” ve “Risale-i Nur Talebesi” olarak bilinirler.
- Ferdî meslek olan herhangi bir tarikate, lidere, imama, abiye ve hocaya bağlı değillerdir.
- Meşveret ve şuraya ile hareket ederek bir “Şahs-ı Manevi” oluştururlar.
- Deccal ve Süfyan ile mücadele ederler.
- Siyasi meslekleri “Her nevi istibdat ve baskıya, zulüm ve tahakküme” karşı mücadele ederek “İnsan hak ve hürriyetlerini” savunurlar. Herkesin meşru dairede şahane hür olmasını isterler. Bu sebeple onlara “DEMOKRAT NUR TALEBELERİ” denir.
- İman Hakikatlerini ve Kur’an’dan kaynaklanan ve Onun hakiki tefsiri Risale-i Nurdan aldıkları hakikatleri “YENİ ASYA GAZETESİ” ve “YENİ ASYA NEŞRİYAT” ile tüm dünyaya açıkça ve bağırarak ilan ederler.
- Bütün fikir ve düşüncelerini, istişare ve toplantılarını açıktan GAZETE ve RADYO’larda ilan ederek açıktan yaparlar.
- Hiçbir gizli amaç ve hedefleri olmadığı için bütün faaliyetlerini açıktan ve herkese duyurarak yaparlar.
İşte bu “Ehl-i Hak ve Hakikat” olan cemaate “NURCULAR” denir.
(449)