ANASAYFA RİSALE-İ NUR ŞERH-İZAH VE TANZİM
ŞERH-İZAH VE TANZİM

ŞERH-İZAH VE TANZİM

957
0

M. Ali KAYA

Bediüzzaman hazretleri “Ulum-u İmaniye cihetiyle bundan sonra ehl-i ilmin yapacağı iş, “Sözlerin şerhleri, izahları ve tanzimleridir” (Mektubat, 2004, s. 725) buyurmaktadır. Çünkü Bediüzzaman iman ile ilgili bütün meseleleri halletmiş ve Kur’an-ı Kerimdeki inanç ile ilgili hususları tam olarak izah etmiştir. Bundan fazlası olmaz. Olursa imandan uzaklaşma olur. Bu da insanı dalalete götürür. Bu sebeple Risale-i Nurlardaki imana dair hakikatler şerh edilmeli, izahı yapılmalı ve tanzim metodu ile aynı meseleler bir araya getirilmelidir. Bundan sonra yapılacak olan çalışmalar böyle şekillenmelidir.

 

Her şeyden önce şerh, izah ve tanzim ne anlama gelmektedir. Bunu açıklamakta yarar vardır.

 

Şerh: Açıklama demektir. Bu lügat anlamlarını ve konunun yine Risale-i Nur içinde başka yerdeki izahı ve açıklaması alınarak yapılır. Misal olarak “Ehadiyet ve Vahidiyeti” kelime anlamları ile açıkladıktan sonra üstadın Barla Lahikasındaki konu ile ilgili sorulan suale verdiği cevabı da bu açıklamaya ilave edersek bu şerh olur.

 

İzah: Açıklama ile beraber başka yönlerden de ele alarak konuyu genişçe ele alıp sonuçlar çıkarmak demektir. Meselâ, “Ehadiyet ve Vahidiyet” konusunu Risale-i Nur dışında Ayet ve hadislerle destekleyerek genişçe izah etmek ve bundan yeni sonuçlar çıkarmaktır. Ayrıca Taftazani, Bakıllani ve Muhiddin-i Arabî gibi allamelerin bu konudaki görüşlerini de ele alıp kıyaslamalar yaparak meseleyi daha da derinleştirmek yine izaha girer. Yine bir konuyu ele alarak o konu ile ilgili Bediüzzaman’ın bütün eserlerini tarayarak makaleler yazmak da bir nevi izaha girer.

 

Tanzim: Risale-i Nurlarda bulunan aynı konu ile ilgili bahisleri bir araya getirerek yeni eserler oluşturmak ise Tanzimdir. “Nur Çeşmesi, Asay-ı Musa, İman ve Küfür Muvazeneleri, Siracun’-Nur, Tılsımlar Mecmuası” Üstad Bediüzzaman’ın kendi tanzimleridir. “Hizmet Rahberi, Beyanat ve Tenvirler, Risale-i Nur’da Hz. Muhammed (sav), Küçük Sözler” gibi risaleler de talebelerinin tanzim ettiği eserlerdir. Bu neviden yeni tanzimler oluşturulabilir.

Şerh ve izah çalışmalarına başlamadan önce altyapıyı iyi oluşturmak gerekir.

 

Altyapıyı şer ve izah çalışmalarının mukaddimesi olarak görmek gerekir. Altyapı nedir?

 

Birincisi: Risalelerin tümünün neşri ve standart bir hale getirilmesidir. Bunu kısmen Yeni Asya Neşriyat yaptı. Ama çok eksiği var. Henüz daha neşredilmeyen risaleler var. “Rumuzât-ı Semaniye” “Talikât” ve “Kızılı İ’câz” gibi… Bunların da tamamlanması gerekir.

 

İkincisi: Bediüzzaman’ın hayatı ilmî ve akademik olarak ele alınıp yazılmalıdır. Tarihçe-i Hayat Otobiyografik bir eser olup bunda üstadın son günleri yoktur. İslam Yaşar’ın yazdıkları ise roman tarzındadır. Necmeddin Şahiner’in çalışması ve Son Şahitler ise bu çalışmanın alt yapısı olabilir. Abdulkadir Badıllı’nın çalışması derleme bir çalışma olup yer yer kendi yorumlarını katılması ile objektif olmaktan uzaklaşmıştır. Bütün bunların dışında herkesin bir kaynak olarak görüp istifade edeceği temel bir “Bediüzzaman’ın Hayatı” na ihtiyaç vardır.

 

Üçüncüsü: Akademik zihnî bir altyapıya da ihtiyaç vardır. Her türlü taassup ve saplantıdan uzak tam objektif ve salt gerçeği ortaya koyan, yorumlara kaçmayan, bulunduğu siyasi ve sosyolojik şartlar da göz önüne alınarak güzel bir çalışma yapılması elzemdir. Meşrutiyet, savaş yılları ve Cumhuriyet dönemi ile Demokrasiye geçiş dönemi ayrı ayrı ele alınmalı ve tahlilleri çok iyi yapılmalıdır.

 

Dördüncüsü: Bütün bunları yaparken Metodoloji’ye çok değer verilmelidir. Sağlam sonuçlara ulaşmak ve itirazlara ve tenkide konu olmamak için bu şarttır. Sistemli ve disipline edilmiş çalışmalar ile metotlu bir faaliyet çok harika sonuçları doğuracağı gibi tüm ilim dünyasının ve kamuoyunun da dikkatini çekecektir.

 

Beşincisi: “Taksimu’l-A’mal ve Teşrik-i Mesai” şartı da sistemli çalışma için şarttır. İşler ehline göre taksim edilerek iyi bir teşrik-i mesai ve yardımlaşma ile planlanarak yapılmalıdır.

 

Bütün bunlar Allah’ın rızasını ve yardımını sağlayacaktır. Tevfik refik olmazsa sonuç alınamaz. Tevfik ve inayet-i İlâhî ise ancak bu temel şartlara bağlıdır.

 

(957)

YORUM YAZ

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir