Namazın Beş Vakte Tahsisi
Modül (öneri) No | 37 |
Öğrenme Alanı (Temel konu) | Namaz |
Modül (Alt konu) | Namazın Beş Vakte Tahsisi |
Amaçlar | Namazın beş vakit olarak kılınmasının hikmetlerini sıralar. Namaz vakitlerinin neleri hatırlatması gerektiğini açıklar.
Namaz kılarken vakitlerin hikmetini düşünerek namazı eda eder. |
Süre | 40 dk. |
Seviye | Orta Seviye |
Yöntem ve Teknik-Etkinlik | Afiş – Öğrenme Galerisi |
Materyal ve Teknoloji | Uhu, Karton, Boya Kalemi |
İşleniş/Öğrenme-öğretme süreci | Ders grubu ilişkili metni okur.
*3-4 kişilik gruplar oluşturulur. *Gruplara uhu, karton, boya kalemi gibi malzemeler verilir. *Öğrencilere bir günü beş vakte ayırarak şematik bir çizim yapmaları istenir. *Metinde geçen, bir vaktin, kainatta ve insanda karşılığını şemada ilgili yere yazmaları istenir. Ör, şemanın zuhr başlığı ile bölümlendirilen kısmının altına yaz mevsimi, gençlik kemaline ve dünyanın ömründe hilkat-i insan devri yazılır. *Bu şekilde 5 vakit de doldurulur. Bu aşamadan sonra Öğrenme Galerisi yöntemine geçiş yapılır *Hazırlanan afişler toparlanır ve ders ortamında görülen bir yere asılır. *Böylelikle herkes afişleri görür, istifade eder. |
Ölçme ve Değerlendirme | Afişler ölçme değerlendirme işlemi için kullanılır. |
İlişkili metinler | فَسُبْحَانَ اللّٰهِ ح۪ينَ تُمْسُونَ وَح۪ينَ تُصْبِحُونَ وَلَهُ الْحَمْدُ فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَعَشِيًّا وَح۪ينَ تُظْهِرُونَ[1]
Ey birader! Benden namazın şu muayyen beş vakte hikmet-i tahsisini soruyorsun. Pek çok hikmetlerinden yalnız birisine işaret ederiz: Evet, her bir namazın vakti, mühim bir inkılâb başı olduğu gibi, azîm bir tasarruf-u İlâhînin âyinesi ve o tasarruf içinde ihsanat-ı külliye-i İlâhiyenin birer ma’kesi olduğundan, Kadîr-i Zülcelâl’e o vakitlerde daha ziyade tesbih ve tazim ve hadsiz nimetlerinin iki vakit ortasında toplanmış yekûnuna karşı şükür ve hamd demek olan namaza emredilmiştir. […] Dördüncü Nükte: Nasıl ki, haftalık bir saatin saniye ve dakika ve saat ve günlerini sayan milleri birbirine bakarlar, birbirinin misalidirler ve birbirinin hükmünü alırlar. Öyle de, Cenab-ı Hakkın bir saat-i kübrası olan şu âlem-i dünyanın, saniyesi hükmünde olan gece ve gündüz deveranı ve dakikaları sayan seneler ve saatleri sayan tabakàt-ı ömr-ü insan ve günleri sayan edvar-ı ömr-ü âlem birbirine bakarlar, birbirinin misalidirler ve birbirinin hükmündedirler ve birbirini hatırlatırlar. • Meselâ fecir zamanı –tulûa kadar– evvel-i bahar zamanına, hem insanın rahm-ı madere düştüğü âvânına, hem semavat ve arzın altı gün hilkatinden birinci gününe benzer ve hatırlatır ve onlardaki şuunat-ı İlâhiyeyi ihtar eder. • Zuhr zamanı ise yaz mevsiminin ortasına, hem gençlik kemâline, hem ömr-ü dünyadaki hilkat-i insan devrine benzer ve işaret eder. Ve onlardaki tecelliyat-ı rahmeti ve füyuzat-ı nimeti hatırlatır. • Asr zamanı ise güz mevsimine, hem ihtiyarlık vaktine, hem Âhirzaman Peygamberinin (aleyhissalâtü vesselâm) Asr-ı Saadetine benzer. Ve onlardaki şuunat-ı İlâhiyeyi ve in’âmât-ı Rahmaniyeyi ihtar eder. • Mağrib zamanı ise, güz mevsiminin âhirinde pek çok mahlûkatın gurubunu, hem insanın vefatını, hem dünyanın kıyamet ibtida’sındaki harabiyetini ihtar ile, tecelliyat-ı celâliyeyi ifham ve beşeri gaflet uykusundan uyandırır, ikaz eder. • İşâ vakti ise, âlem-i zulümat, nehar âleminin bütün âsârını siyah kefeni ile setretmesini, hem kışın beyaz kefeni ile ölmüş yerin yüzünü örtmesini, hem vefat etmiş insanın bakıye-i âsârı dahi vefat edip nisyan perdesi altına girmesini, hem bu dâr-ı imtihan olan dünyanın bütün bütün kapanmasını ihtar ile, Kahhar-ı Zülcelâl’in celâlli tasarrufatını ilân eder. • Gece vakti ise hem kışı, hem kabri, hem âlem-i berzahı ifham ile, ruh-u beşer rahmet-i Rahman’a ne derece muhtaç olduğunu insana hatırlatır. Ve gecede teheccüd ise, kabir gecesinde ve berzah karanlığında ne kadar lüzumlu bir ışık olduğunu bildirir, ikaz eder. Ve bütün bu inkılâbât içinde, Cenab-ı Mün’im-i Hakikî’nin nihayetsiz nimetlerini ihtar ile, ne derece hamd ve senaya müstahak olduğunu ilân eder. • İkinci sabah ise, sabah-ı haşri ihtar eder. Evet, şu gecenin sabahı ve şu kışın baharı ne kadar makul ve lâzım ve kat’î ise, haşrin sabahı da, berzahın baharı da o kat’iyettedir. Demek bu beş vaktin her biri, bir mühim inkılâb başında olduğu ve büyük inkılâbları ihtar ettiği gibi, kudret-i samedâniyenin tasarrufat-ı azîme-i yevmiyesinin işaretiyle hem senevî, hem asrî, hem dehrî, Kudret’in mu’cizatını ve Rahmet’in hedâyâsını hatırlatır. Demek asıl vazife-i fıtrat ve esas-ı ubudiyet ve kat’î borç olan farz namaz, şu vakitlerde lâyıktır ve ensebdir. (Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2023, s. 58-60) |
[1] Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. • Akşama erdiğinizde ve sabaha kavuştuğunuzda Allah’ı tesbih edin. • Göklerde ve yerde olanların hamd ve senası Ona mahsustur. Gündüzün sonuna doğru ve öğle vaktine girince de Allah’ı tesbih edip namaz kılın. (Rum Suresi: 17-18.)
(81)