ANASAYFA ÖĞRETİM PROGRAMLARI BİSMİLLAH Bütün Mevcudatın “Bismillâh” Demesi

Bütün Mevcudatın “Bismillâh” Demesi

24
0
Modül (Öneri) No 3
Öğrenme Alanı (Temel konu) Bismillah
Modül (Alt konu) Bütün Mevcudatın “Bismillâh” Demesi
Amaçlar Bütün mevcudatın hal diliyle Bismillah dediğini bilir.

İnsanın her işinde Bismillah demesi gerektiğini kavrar.

Süre 40
Seviye Alt Seviye
Yöntem ve Teknik-Etkinlik Gözlem, rol oynama, soru-cevap,
Materyal ve Teknoloji Belgesel gösterimi için bilgisayar, projeksiyon, asker,  bitki kökü, yaprak, taş, toprak, bitki ve ağaç görselleri, kısa videolar,
İşleniş/Öğrenme-öğretme süreci I.ROL OYNAMA:

1.Talebeler içinden bir asker veya polis tespit edilir.

2.Asker kıyafeti giyen kişi diğer talebeleri kanun (devlet) hesabına bir işte çalıştırır (kapalı alanda temizlik yaptırır) ve bir yere sevk eder.

3. Kanun namına hareket eden asker kendi kuvvetiyle değil, devlet kuvvetiyle hareket ettiği için kolayca iş görür.

II. GÖZLEM VE İNCELEME:

1. Talebeler gruplara ayrılır ve her gruba farklı bir tohum veya çekirdek verilir.

2. Bitki ve ağaçların tohum ve çekirdekleri gruplarca incelenir.

3. İncelenen tohum ve çekirdeklerin benzer ve farklı yönleri ile mahiyetleri tespit edilip grupların açıklamaları sağlanır.

4. Basit, küçük ve aciz olan tohum ve çekirdeklerin çevremizde görülen bitki ve ağaçlar ile veya görseller vesilesiyle kıyaslanması yaptırılır.

5.Çevremizde gördüğümüz ve bildiğimiz inek, deve, koyun, keçi gibi hayvanların görselleri gösterilir.

6. Her grup bir hayvanın özelliklerini anlatır ve tanıtır. Vazifelerini söyler.

7. Bu hayvanların vermiş olduğu özellikle süt nimeti üzerinde gruplar konuşturulur.

8. “Annelerimiz aynı kab içinde birden çok yemek yaparsa ne olur?” sorusu ile grupların fikirleri alınır.

9.Her bir bostanda (bahçede) farklı sebze ve meyvelerin karışmadan beraber yetişmesinin hikmeti gruplara söyletilir.

10. Gruplara sert olan taşların üzerinde büyüyen ağaç resimlerinin gösterilerek(veya çevremizde var ise gözleterek) her bir nebat ve ağaç ve otların ipek gibi yumuşak kök ve damarları “Bismillâh” der, sert taş ve toprağı deler, geçer hakikati hakkında düşünceleri bir dosya kâğıdına yazdırılıp okutulur.

Ölçme ve Değerlendirme 1.Bir asker bütün talebeleri tek başına nasıl çalıştırdı?

2.Her grup diğer gruplara inceledikleri tohum ve çekirdeklerin özellikleri ile ilgili sorular sorar.

3.Her grup diğer gruplara inceledikleri hayvanların özellikleri ile ilgili sorular sorar.

4.Şuursuz hayvanlar süt verdiği halde şuuru olan insanlar nasıl süt veremez?

5.Bitkilerin yumuşacık kök ve damarları sert taşları delip geçmesinin arkasındaki güç nedir?

İlişkili metinler

Başta demiştik: Bütün mevcudat lisan-ı hâl ile “Bismillâh” der. Öyle mi?

Evet. Nasıl ki görsen bir tek adam geldi, bütün şehir ahalisini cebren bir yere sevk etti ve cebren işlerde çalıştırdı. Yakînen bilirsin, o adam kendi namıyla, kendi kuvvetiyle hareket etmiyor. Belki o bir askerdir, devlet namına hareket eder, bir padişah kuvvetine istinad eder.

Öyle de, her şey Cenab-ı Hakkın namına hareket eder ki zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler, başlarında koca ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar. Demek her bir ağaç “Bismillâh” der; hazine-i rahmet meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere tablacılık ediyor.

Her bir bostan, “Bismillâh” der, matbaha-i kudretten bir kazan olur ki çeşit çeşit pek çok muhtelif leziz taamlar, içinde beraber pişiriliyor.

Her bir inek, deve, koyun, keçi gibi mübarek hayvanlar “Bismillâh” der, rahmet feyzinden bir süt çeşmesi olur. Bizlere Rezzak namına en latîf, en nazif, âb-ı hayat gibi bir gıdayı takdim ediyorlar.

Her bir nebat ve ağaç ve otların ipek gibi yumuşak kök ve damarları “Bismillâh” der, sert olan taş ve toprağı deler, geçer. “Allah namına, Rahman namına” der; her şey ona musahhar olur.

Evet, havada dalların intişârı ve meyve vermesi gibi, o sert taş ve topraktaki köklerin kemâl-i sühuletle intişâr etmesi ve yer altında yemiş vermesi; hem şiddet-i hararete karşı aylarca nazik, yeşil yaprakların yaş kalması, tabiiyyunun ağzına şiddetle tokat vuruyor. Kör olası gözüne parmağını sokuyor. Ve diyor ki: “En güvendiğin salâbet ve hararet dahi emir tahtında hareket ediyorlar ki o ipek gibi yumuşak damarlar, birer asâ-yı Mûsâ (as) gibi,  فَقُلْنَا اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَ[1] emrine imtisâl ederek taşları şakk eder. Ve o sigara kâğıdı gibi ince nazenin yapraklar, birer a’zâ-yı İbrahim (as) gibi, ateş saçan hararete karşı,

يَا نَارُ كُون۪ى بَرْدًا وَسَلَامًا[2] ayetini okuyorlar.”

(Sözler, s.18)

سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَٓا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ

[1] “Asanı taşa vur!” dedik. (Bakara Suresi: 60.)

[2] Ey ateş! Serin ve selâmetli ol. (Enbiya Suresi: 69.)

(24)

YORUM YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir